Son Yıllarda Neden Yazmayı Bıraktım: Yapay Zeka Araçları ve Değişen İçerik Üretimi

Selamlar,

Blogu takip edenler fark etmiştir, buralar epey bir süredir sessiz. Bu sessizliğin nedenini ve beni neyin tekrar klavye başına oturttuğunu anlatmak için yazıyorum bu yazıyı. Hem bir özeleştiri hem de geleceğe dair bir manifesto gibi düşünebilirsiniz.

Neden Durdum: Bilginin Değişen Doğası

Yıllar önce bu bloga başladığımda amacım basitti: Öğrendiğim yeni bir teknolojiyi, çözdüğüm karmaşık bir sorunu veya “bunu en başta bilseydim hayatım ne kadar kolay olurdu” dediğim anları paylaşmak. “OpenCV…”, “Yazılım Mimarisi X” veya “.Net ile mikroservis geliştirme” gibi konularda, adım adım rehberler hazırlayarak topluluğa bir fayda sağlamayı hedefliyordum. O zamanlar bilgiye ulaşmak daha zordu ve tecrübeyi paketleyip sunmak çok değerliydi.

Sonra bir şey oldu: Yapay zeka.

ChatGPT, Copilot, Gemini ve niceleri… Artık “X dilinde Y nasıl yapılır?” sorusunun cevabını saniyeler içinde, kod örnekleriyle birlikte alabiliyoruz. Benim saatlerimi, bazen günlerimi alan bir araştırma ve yazma sürecinin ürünü olan bir makalenin temelini, bir yapay zeka aracı dakikalar içinde oluşturabiliyor.

Dürüst olmak gerekirse bu durum beni biraz demotive etti. Teknik bir “nasıl yapılır?” yazısı yazmanın anlamı kalmış mıydı? Cevabı zaten bir prompt uzağımızdayken, benim aynı bilgiyi farklı kelimelerle anlatmamın kime ne faydası olacaktı? Bu düşüncelerle bir süre klavyeden uzaklaştım.

Neden Geri Döndüm: Yapay Zekanın (Henüz) Yapamadığı Şey

Bu aranın sonunda fark ettim ki, bir şeyleri gözden kaçırıyordum. Evet, yapay zeka bilgiye erişimi inanılmaz kolaylaştırdı. Ancak bilginin kendisi, denklemin sadece bir parçası. Eksik olan ve hala insana özgü kalan çok önemli bir parça var: Tecrübe ve bağlam (context).

Yapay zeka size bir kod bloğunu verebilir, ama o kodu yazarken yapılan üç farklı denemenin neden başarısız olduğunu, hangi mimari kararın sizi o koda getirdiğini, projenin altı ay sonraki bakım maliyetini nasıl etkilediğini anlatamaz. Bir teknolojiyi överken, o teknolojinin hangi ölçekte ve ne tür bir ekip yapısında “çalışmadığını” kendi acı tecrübeleriyle söyleyemez.

İşte o an anladım ki, yazarlığın tanımı benim için değişmeliydi. Artık amacım sadece “nasıl yapılır?”ı anlatmak değil, “neden böyle yapıldı?”, “ne gibi zorluklar yaşandı?” ve “bu kararın arkasındaki felsefe neydi?” gibi sorulara cevap vermek olmalı.

Bundan Sonra Ne Olacak?

Bu blog, saf teknik rehberlerin olduğu bir yer olmaktan çıkıp, tecrübenin, vizyonun ve bazen de başarısızlık hikayelerinin paylaşıldığı bir alana dönüşecek. Elbette yine koddan, teknolojiden bahsedeceğiz ama bu sefer arkasındaki “insan” faktörüyle birlikte.

Artık bilgi parmaklarımızın ucundayken, bize düşen görev o bilgiyi bir bilgelik süzgecinden geçirmek. Benim de bu blogdaki yeni misyonum bu olacak.

Okuduğunuz ve sabrınız için teşekkür ederim. Tekrar hoş geldiniz.